Papaz Brunson üzerine bahis oynatıyorlar, mahkum olur 1e 50
4 Bu rivâyetin genel olarak tenkitleri için bkz. EzZehebî, Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed (748/1347), Târîhu’l-İslâm (I-XXXV), 2. Baskı, Thk: Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Dâru’lKitâbi’l-Arabî, Beyrut, 1410/1990, II/56-57; Şiblî, Mevlânâ, Asr-ı Saadet (I-V), Çev: Ömer Rıza Doğrul, Eser Neşriyat, İstanbul, 1977, I/131-134; en-Nedvî, Ebu’l-Hasen Ali, Rahmet Peygamberi, Çev: Abdülkerim Özaydın, İz Yayıncılık, İstanbul, 1992, s. 77-80; Önkal, Ahmet, “İslam Tarihçiliğinde Tarafsızlık Problemi”, İslami Araştırmalar, VI/3, Ankara, 1992, s. 192-193; Uyar, Gülgün, Hz. Muhammed’in Risâlet Öncesi Hayatına Dair Bazı Rivâyet Farklarının Tespiti, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 1993, s. 51-57. Umerî, Ekrem Zıyâ, es-Sîretü’n-Nebeviyyi’s-Sahîha, Mektebetü’l-Ulûm ve’l-Hıkme, Medine, 1994, s. 107-110; Erul, Bünyamin, “Hz. Peygamber’in Risâlet Öncesi Hayatına Farklı Bir Yaklaşım”, Diyanet İlmi Dergi, Peygamberimiz Hz. Muhammmed (SAV) –Özel Sayı-, Ankara, 2000, s. 45-49; Azimli, Mehmet, Siyeri Farklı Okumak Mekke Yılları, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2008, s. 63-70; Erçetin, Ahmet, Rivâyetler ve Farklı Yorumlar Işığında Râhip Bahîra Olayı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2008, s. 48-63.
Rahip Brunson, 4üncü kez hakim karşısına çıkacak
Muhakkik bir alim olmasına, rivâyetleri bir muhaddis olarak tenkit etmesine karşın İbn Kesîr, Hz. Mûsâ ile Hz. Peygamber’in mucizelerini karşılaştırırken şöyle der: “Hz. Mûsâ’nın çölde bulutla gölgelenmesinin benzeri, Râhip Bahîra’nın gördüğü ve sadece Hz. Peygamber’i gölgelendiren bulut rivayetinde vardır. O, on iki yaşındadır ve amcası Ebû Tâlib ile birlikte Şam’a ticaret için gitmektedir. Bu olay, Hz. Muhammed kendisine vahyedilmeden önce gerçekleştiği için daha etkileyicidir. Bulut çevresindekileri değil de sadece onu gölgelendirmiştir. Bu Allah Teâlâ’nın ona verdiği önemin daha çok olduğunu ve İsrailoğulları ile başkalarının bulutla gölgelenmesinden daha net olduğunu göstermektedir. Yine bulutun gölge yapmasından maksat, sıcağın şiddetinden dolayı gölgeye duyulan ihtiyaçtır. Bu konuda bizim Delâil’de zikrettiğimiz şöyle bir rivâyet vardır: “Açlık, susuzluk ve kıtlıktan dolayı Hz. Peygamber’den yağmur yağması için dua istendiğinde o, ellerini kaldırıp üç defa ‘Allah’ım! Yağmur ver.’ diye dua etmiştir. Enes dedi ki: ‘Vallahi biz gökyüzünde hiç bulut görmüyorduk. Bizimle Sel‘ dağı arasında görmemize engel olan herhangi bir ev vb. bir şey de yoktu. Dağın ardından büyük bir bulut kümesi göründü. Gökyüzünü bulutlar sardı ve yağmur yağmaya başladı.’ Yine Enes şöyle demektedir: ‘Vallahi bir hafta güneşi görmedik.’ İnsanlar Allah Rasûlü’nden yağmursuz bir hava istediklerinde o, ellerini kaldırarak ‘Allah’ım! Bize değil etrafımıza yağdır.’ diye dua etti. Hz. Peygamber’in elleriyle işaret ettiği yere doğru bulutlar çekildiler. Sonuçta Medine, çevresine yağmur yağan ancak kendisine yağmayan bir şemsiye gibi oldu.’ Bu, kendisine ihtiyaç duyulan bir gölge durumudur ve eminim ki buna ihtiyaç çok daha fazladır. O, (yağmur için olan) daha faydalıdır. Bu konudaki tasarruf ise daha açık bir mucizeye ve daha çok öneme işaret etmektedir. Allah en iyi bilendir.”85
Râhip Bahîra rivâyetinde gördüğümüz topluluk içerisinde bulutun sadece onu gölgelendirmesi, şayet doğruysa neden diğer insanlar Mekke’den Busra’ya kadar bu bulutu göremediler de bu bulutu ilk olarak ve sadece Bahîra görebildi? Niye kervandakiler özellikle Ebû Tâlib bu hususta bir şey söylemedi? Râhip Bahîra rivâyetinde özellikle her şeyin râhibe söyletilmesi ve onun konuşturulup diğer insanların susturulması rivâyette kurgusal olayların varlığını bize düşündürtmektedir.
Rahip Brunson, 4üncü kez hakim ..
Hz. Peygamber’i en azından birkaç kişinin içinde bulunduğu bir anda bir bulutun veya meleğin gölgelendirmesi akla şunu getirmektedir: Bu olaya şahit olan insanlar Hz. Muhammed peygamber olunca onun bir bulut tarafından gölgelendirilmesi hususunu neden gündeme getirmediler? Biz Hz. Peygamber’in olağanüstü bir şekilde bulutla gölgelenmesine dair rivâyetlerde olayın içinde yer alan insanlardan daha sonraki dönemlerde böyle açıklamalara rastlayamıyoruz. “Birçok kişinin şahit olması gereken bir olayın, tek kişi tarafından nakledilmesi ve haberin yaygınlaşmaması rivâyetin tenkidini kolaylaştırmaktadır.”53 Örneğin kölesi Meysere’nin anlatımıyla bu olayı öğrenen Hz. Hatice validemiz, Hz. Muhammed’e ilk peygamberlik geldiği zaman onu teskin babında sözler söylerken onun ahlakından bahsetmekte, ancak o gün “Senin zaten büyük bir adam olacağın belliydi. Bulutlar bile sadece sana gölge yapıyorlardı.” vb. sözler söylememekte, en azından bulutun gölgelemesiyle risalet görevi arasında, sonrakilerin yakıştırmaları gibi bir bağ veya ilgi kurmamaktadır.54
Hz. Peygamber sütannesi Halîme’nin yanında iken, bir rivâyete göre Halîme’nin diğer bir rivâyete göre ise sütkardeşi Şeymâ’nın, Hz. Peygamber’i gölgelendiren bir bulutun o durduğunda durduğunu yürüdüğünde yürüdüğünü gördüğü rivâyettir.48 Söz konusu rivâyeti bize nakleden ilk tarihçi İbn Sa‘d’- dır. Daha önceki kaynaklarda yer almayan bu rivâyetin senedinin ilk râvîsi İbn Sa‘d’ın katipliğini yaptığı Vâkıdî’dir ki, onun rivâyetlerinin zayıflığı yukarıda ifade edilmişti. 2 İkinci râvîsi Muâz b. Muhammed’dir ve onu İbn Hıbbân sika râvîler arasında saymış, İbn Mace onun hadisini rivâyet etmiştir.49 Muâz’ın rivâyeti naklettiği kişi meşhur alim Atâ‘ b. Ebî Rebâh’tır. Onunla ilgili tek problem birçok irsalde bulunması ve mürsel rivâyetlerinin de zayıf olmasıdır. Ahmed b. Hanbel, “Atâ‘nın mürsellerini en zayıf mürseller arasında saymıştır.50 Rivâyetin son râvîsi Abdullah b. Abbâs’tır. Onun bu olaya şahit olması mümkün değildir; dolayısıyla İbn Abbâs, Ebû Mûsâ’nın Râhip Bahîra rivâyeti gibi, bu rivâyeti ya Hz. Peygamber’den ya da diğer sahâbîlerden, üçüncü bir ihtimal olarak da halk arasında yaygın ve meşhur bir mesele olduğu için bunu halkın ağzından dinlemiştir.
Rahip Bransonın Serbest Bırakılaması
Hz. Peygamber’i bir bulutun özel olarak gölgelendirmesi ile alakalı ikinci rivâyet, Hz. Peygamber’in Hatice bt. Huveylid adına onun kölesi Meysere ile birlikte gerçekleştirdiği Şam yolculuğu rivâyetidir. Bu rivâyet de Râhip Bahîra olayına benzemektedir. Hatta buradaki râhibin ismi de kimilerine göre Bahîra, kimilerine göre ise Nestûrâ’dır. Konumuzla alakalı olan kısım ise bu rivâyette de Hz. Peygamber’i güneşin hararetinden iki melek korumaktadır ve bu gölgelenme hadisesi gerek râhip gerekse Meysere tarafından görülmüştür. Diğer taraftan bu râhip bir ağacın altında Hz. Peygamber’in oturduğunu görmüş, O’nun kim olduğunu sormuş ve Meysere’ye ‘’Bu ağacın altında nebilerden başkası oturmadı.’’ diyerek onları Şam’a gitmemeleri için uyarmıştır. Üstelik Mekke’ye geri dönüldüğünde Meysere, râhibi ve bulutun Hz. Peygamber’i gölgelemesini Hatice bt. Huveylid’e anlatmıştır.38
Özet olarak vermeye çalıştığımız bütün bu değerlendirmelerden anlaşılan Râhip Bahîra olayı ile ilgili en muteber rivâyet olan Tirmîzî rivâyetinin senedi, hadis tekniği açısından her ne kadar zayıf sayılmasa bile sahih bir rivâyet de değildir. “Zaten Tirmîzî de muhtemelen seneddeki râvîlerin bu zaaflarını ve rivâyetin ferd olmasını göz önünde bulundurarak, dakîk bir değerlendirmeyle hadise hasen garîb hükmünü vermiştir.”37 Dolayısıyla sened itibariyle hasen bir hadisin metninde bir takım ilave ve eksiltmeler bulunması normaldir. Gerek hata ile gerekse başka niyetlerle hadisin içerisine bir takım olağanüstü hadiselerin girmiş olma ihtimali Râhip Bahîra rivâyetleri için son derece anlaşılır ve kabul edilebilir bir durumdur. Dolayısıyla bu rivâyetlerdeki bazı cümlelere dayanarak hüküm vermek de o derece yanlış bir anlayış olsa gerektir. Konumuz açısından söyleyecek olursak tamamıyla sika olmayan râvîlerin rivâyet ettiği bir sahâbî mürseli konumundaki ve içerisinde idrâcın/ilavenin bulunduğu bu rivâyetlerden hareketle “Hz. Peygamber’i özel olarak gölgeleyen bir bulutun varlığı” kabul edilebilir bir anlayış değildir.
Serdar Ortaçın yasadışı bahis reklamı davasında 3 yıl hapsi ..
🔸 Müslüman bibliyografya âlimi İbnü'n Nedîm, suhuf tercümeleri olabileceğini ifade etmiştir. Önceki peygamberlere Allah tarafından gönderilen kutsal metinler. 🔸 Bilgin rahiplerden olan ve konuşmamıştır. 🔸 Fakat manastırdan dışarı bakarken ağacın altında oturduğunda ise ağaç dallarının onun üzerine eğildiğini fark etmiştir. 🔸 Bu olayın ardından davet etmiştir. 🔍
9 Erdinç Ahatlı, Ebû Nuaym’ın, Delâil adlı eserinde olayı farklı bir senetle verdiğini ve bu rivâyetin de Vâkıdi’ye dayandığını söylemektedir. Görebildiğimiz kadarıyla söz konusu müellifin eserinde herhangi bir senet verilmemektedir. Sadece eserin muhakkiki dipnotta şunları söylemektedirler: “Ebû Nuaym bu şekilde rivâyeti senetsiz vermiştir. Fakat Süyûtî Hasâis adlı eserinde bu rivâyeti Ebû Nuaym’ın Vâkıdî’den onun da hocalarından naklettiğini söylemektedir.” Muhakkik sözlerine şöyle devam etmektedir: “Ben derim ki belki de Ebû Nuaym bu rivâyeti 99 numaralı rivâyetin senedine atfetmiştir de burada sened düşmüştür. İbn Hacer İsâbe’de Ebû Nuaym’ın Delâil adlı eserinde bu rivâyeti Vâkıdi’ye dayandırdığını ifade etmektedir. Nitekim İbn Sa‘d da Tabakât’ta Vâkıdî isnadıyla bu rivâyeti vermektedir.” 99 numaralı rivâyetin Râhip Bahîra olayıyla alakası yoktur ve onun senediyle ilgili muhakkiklerin cerh ifadelerini Erdinç Ahatlı da söylemektedir ve râvîlerin hallerini açıklamaktadır. Görülen o ki ortada bir yanlışlık vardır. Ya Ebû Nuaym’ın başka bir eserinde bu rivâyet Vakıdî’ye dayandırılan bir senetle verilmektedir ya da Süyûti, İbn Hacer ve onların ifadelerine göre hareket eden eserin muhakkiki ve Erdinç Ahatlı hata yapmışlardır. Bkz. Ebû Nuaym, el-Isfehânî (430), Delâilü’n-Nübüvve (I-II), Thk: Muhammed Ravvâs el-Kal‘acî-Abdülber Abbâs, 2. Baskı, Dâru’n-Nefâis, Beyrut, 1406/1986, s. 168, 108 numaralı rivâyetle ilgili dipnot açıklaması. Ahatlı, Hz. Muhammed’in Peygamberliği, s. 179-180.
Birgün Tibetli bir rahip, bara girer
İbn İshâk’ın dışında olayı başka bir senetle bize nakleden diğer bir tarihçi olan9 İbn Sa‘d’ın, Râhip Bahîra olayıyla ilgili aktardığı iki rivâyetten sadece birinde Hz. Peygamber’in bir bulutla gölgelenmesi ifadesi yer almaktadır.10 İbn Sa‘d’ın rivâyeti Vâkıdî’ye dayanmaktadır ki Vâkıdî, hadisçiler tarafından şiddetle eleştirilen biridir ve onun rivâyetleri zayıf olmaktan kurtulamamıştır.11 Üstelik söz konusu rivâyet Dâvud b. Husayn12 (135/752) ile son bulmaktadır ve onunla Hz. Peygamber arasında en az iki râvî kopuktur ve söz konusu rivâyet İbn İshâk ve Taberî rivâyetleri gibi mu‘dal hadis olmaktadır.13
12 ekim 2018 rahip brunson davası
Konuyla ilgili rivâyeti nakleden ilk eser İbn İshâk’ın Sîreti’dir.5 İbn İshâk bu rivâyetle ilgili bize herhangi bir senet vermemektedir. Üstelik İbn İshâk beş yerde Râhip Bahîra olayını anlatırken hadis ilmi açısından temriz sigası diye tabir edilen “Fîmâ yez‘umûne/ze‘amû” (iddia ettiklerine göre/iddia ettiler) şeklinde ifadeler kullanmaktadır.6 Tarih kitapları genel olarak bu rivâyeti İbn İshâk’tan naklederler. Taberî, söz konusu olayı iki ayrı rivâyetle birini Tirmîzî’den diğerini ise İbn İshâk’tan nakletmekte ve İbn İshâk’ın bu rivâyeti tâbiînden Abdullah b. Ebû Bekr b. Muhammed’den (135/752) aldığını söylemektedir.7 Dolayısıyla gerek İbn İshâk’tan nakledilen gerekse Taberî’de olduğu gibi onun Abdullah b. Ebî Bekr’den naklettiği rivâyetler mu‘dal hadis8 olmaktadır ve hadis tekniği açısından bu tür rivâyetler en zayıf hadis türlerindendir.